15 Mayıs 2020 Cuma

Koronavirüs Ekseninde Müslümanca Tavır 4

Tezekkür Etmek
Tezekkür, kelime olarak unutulan bir şeyi hatırlama, zikretme, anma anlamlarına gelmektedir. Bu zamana kadar koronavirüs eksenli yazdığım yazılarda kendimizi şöyle bir gözden geçirip bu karantina günlerimizi rahmete çevirecek fırsatların olduğundan bahsetmiştim. Bu konuda geçmiş ümmetlerin ve peygamberlerin yaşantılarını tezekkür etmeye ne dersiniz? Kur’an-ı Kerim’de Allah-u Teâla bizlere bu konulardan dafaatle bahsetmekte, ibret alıp almamak ise bize düşmektedir. Bu anlatılanlardan biri de Yunus peygamberin kıssasıdır. 

Bilindiği üzere Yunus peygamber kavmini yaklaşık 33 yıl Allah’a imana davet etmiş ancak kendisine çok az sayıda kişi (kaynaklara göre 2 kişi) iman etmişti. Bunun üzerine Yunus peygamber başlarına Allah’tan azap geleceğini haber vererek Rabbi’nin izni olmadan kavmini terketmişti. Bindiği gemi yalpalamaya ve dalgalarla mücadele etmeye başlayınca gemideki diğer insanlar aralarında günahkar birinin olduğunu düşünüp onu denizden atmaya karar vermişlerdi. Üç kere kura çekmişler ve her seferinde kura Yunus peygambere çıkmıştı. Yunus peygamber ise bunun ardındaki sırrı anlamış ve denize atılmaya razı olmuştu. 

O, Allah’ın peygamberi, karanlık gecede dalgalarla boğuşurken yüce Yaratıcı yardımına balığı göndermiş ve balığın karnını peygamberine mesken etmişti. Yunus’a zarar vermemesini emretmişti balığa... Yunus peygamber balığın karnında sürekli ama sürekli Allah’ı zikretmişti... “La ilâhe illâ ente subhâneke innî küntü minez’zalimîn” tesbihiyle... Şöyle ifade etmişti kendini; “(Ya Rabbi!) Senden başka ilah yoktur. Seni her türlü noksanlıktan tenzih ederim. Şüphesiz ben (nefsine) zulmedenlerden oldum.” 

Ve Allah onu sıkıntıdan kurtararak selamete kavuşturdu. 

Nasıl ki Allah-u Teâlâ peygamberini bile işlediği bir zelleden dolayı böyle bir imtihana tabi tuttuysa, iman eden biz kullarını da imtihan etmektedir. Bu imtihanda tedbir içinde olmak, tevekkül içinde olmak, taakkul içinde olmak yada tezekkür içinde olmak bize bağlıdır. Yaşadığımız salgın hastalıktan dolayı tedbir alırken diğer taraftan Yunus peygamberin zikri de dilimize pelesenk olabilir. Nitekim Rabbimiz Yunus peygamberi bağışlama sebebini şu şekilde ifade ediyor Kur’an-ı Kerim’de:

“Eğer o çok tesbih edenlerden olmasaydı, insanların tekrar dirilecekleri güne kadar elbet onun karnında kalırdı.” (Saffat Sûresi 143-144)

Demek ki bu tesbih Allah indinde ne kadar değerli ki felah bulmaya vesile oluyor. Biz mü’minlere de Yunus peygamberin izinden şu müjdeyi veriyor Rabbimiz: 

“Nihayet (biz) de onun duasını kabul ettik ve onu kederden kurtardık. İşte, mü’minleri böyle kurtarırız.” (Enbiya Sûresi 88)

Yani sıkıntılardan kurtulmaya vesile bir tesbih var karşımızda...Yunus peygamberden yadigar kalan bu güzel tesbihi biz de dilimize dolayalım. Her gün 100 tane 1000 tane çekemeyebiliriz. Ama 5 tane çekelim, her gün çekelim. Ne diyor peygamberimiz: 

“İbadetlerin Allah Teâlâ katında en sevimlisi, onların en ziyade devamlı olanıdır, velev ki az olsun” 

Nureddin Yıldız hoca bu duadan bahsederken, “Çaresizliğimizi Allah’a beyan ettiğimiz bir duadır. Mikroba karşı elimizi dezenfekte ettiğimiz gibi bu duayla da rûhumuzu ve maneviyatımızı dezenfekte ediyoruz.”

O halde, ruhumuzu ve maneviyatımızı bu zikirle dezenfekte etmeye ne dersiniz? Tamam diyorsanız, haydi bismillah...

4 yorum:

Unknown dedi ki...

Evde geçirmek zorunda olduğumuz bu günleri dolu dolu yaşamamıza vesile olduğun için çok teşekkür ederim.Kalbinden geçip dilinden dökülen o güzel yazılarından her daim istifade etmek isterim.Eline,diline, yüreğine sağlık değerli ABLACIĞIM

Fethiye dedi ki...

Allah razı olsun canım. İsmin çıkmamış ama...

Unknown dedi ki...

Kardeşim bu duayı tekrar hatırıma getirip dilime döktüğün için Allah (cc)razı olsun...

Unknown dedi ki...

Benimde isim çıkmamış Hatice Kansız Yazıcı