4 Nisan 2024 Perşembe

Dalgaya mı Alındınız? İnfak Edin…

 


Hayatın her devresinde insanlarla alay eden, dalga geçen, küçük gören, aşağılayan kişiler olmuştur. Bunlar anne-baba da olabilir, eş-arkadaş da olabilir, öğretmen-patron da olabilir. Mesela, kişi küçük yaşta bir şeyleri doğru yapamadığından dolayı beceriksizlikle suçlanarak başlar hayata. Okul döneminde akran zorbalığıyla karşılaşır. Ergen yaşında fiziksel değişiminden ve davranışlarından dolayı eleştiriler alır. Zeka seviyesi biraz aşağıda ise dalga konusu olur, anlama güçlüğü çektiği zaman eleştirilir, çalışkan olunca çalışmayanlar tarafından yadırganır. Maddi durumu iyi değilse küçük görülür, zenginse beklentileri karşılaması beklenir. Karşılanmazsa eleştirilir. Yaşlandığı zaman da akli ve fiziki melekelerin zayıflamasından dolayı kendinden küçüklerin bile alay konusu olur. 


“Şaka” adı altında söylenen küçük düşürücü sözler kişileri eğlendirse de muhatabı incitebiliyor, kalbini kırabiliyor, izzet-i nefsine dokunabiliyor. Bu durumun “stand up” denilen programlarda “sanat” adı altında icra edilmesi ise işin en acı yanı…


Peygamber Efendimiz (sav) zamanında da böyle davranışlara muhatap olan fakir bir sahabe varmış. Ulbe b. Zeyd…


Peygamber Efendimiz (sav), Tebük Gazvesi’ne gitmeden önce müslümanların infak etmesini istiyor. Yol uzun, şartlar zor, infakla kurulması gereken bir ordu var… Ve şöyle sesleniyor müslümanlara:


“Ey müslümanlar! Allah yolunda, cennet karşılığında zorluk ordusunu kim donatacak?”


Sahabe Efendilerimiz ellerinden geleni ortaya koyuyorlar. Ancak Ulbe b. Zeyd’in verecek hiçbir şeyi yok. Maddi imkansızlıktan ve bineği dahi olmadığından dolayı gazveye katılamıyor. Bu durumdan dolayı da büyük bir üzüntü içerisinde… Sabaha yakın bir vakitte secdeye kapanıp Allah’a şöyle yalvarıyor:


“Allahım! Verenler verdi ama benim verecek bir şeyim yok ki infak edeyim. Ancak bir şeyim var ya Rabbi! Ben fakir olduğum için bazı kardeşlerim onurumu, izzetimi çiğnemişlerdir. Ondan dolayı da bir hak oluşmuştur bende. Böyle bir hakkı helal ediyorum ve bu hakkı senin için infak ediyorum.”


Ulbe b. Zeyd sabah mescide gittiğinde Allah Rasûlü (sav):


“Söyleyin bakalım bu gece kim infakta bulundu?” diye soruyor birkaç defa. En son Ulbe’nin yüzüne bakıp soruyu tekrarlayınca, Ulbe yaptığı infakı anlatıyor ve “bu mu ki?” diyor. Bunun üzerine Allah Rasûlü (sav):


“Sen öyle bir infakta bulundun ki senin infağın Allah katında kabul olmuş infaklardan yazıldı.” diyor (1) ve Allah tarafından indirilen şu ayeti okuyor:


“Şu kimselere de cihada katılmadıkları için günah yoktur ki, sana her gelişlerinde ‘sizi bindirecek bir şey bulamadım’ derdin. Onlar da cihat için harcayacak bir şey bulamamanın üzüntüsüyle gözleri yaşla dolu olarak dönerlerdi.” (Tevbe 92) (2)


Ulbe b. Zeyd… İşte böyle büyük bir sahabe… Allah’ın ayetine muhatap olmak nasıl büyük bir şey düşünebiliyor muyuz? Hakir görülmek ve dalgaya alınmak onun infak etmesine ve Allah tarafından kabul edilmesine sebep oldu.


Ben de bir müslüman olarak şu güzel Ramazan gününde sahabe efendimiz gibi bir infakta bulunmak istiyorum. Küçüklüğümden bu zamana kadar muhatap olduğum tüm incinmelerimi, küçük görülmelerimi ve alay konusu olmalarımı Allah’a infak ediyorum. Rabbim kabul buyursun inşallah… 


(1)Muhammed Emin Yıldırım, Herkes İçin Siyer, 28. Bölüm

(2)Meal: sorularlaislamiyet.com

Foto: pixabay.com