12 Ekim 2022 Çarşamba

Hayatımızdaki Zor Sorular

 



Hayatta bazen olumsuzlukların üst üste geldiği anlarımız olur. Altından kalkamamadığımız, elimizden gelen bir şeyin olmadığı, yükün altında ezildiğimizi hissettiğimiz anlar… İşte böyle durumlarda “hayat imtihandır” sözü dilimize pelesenk olur. Ancak bu sözü ne kadar içselleştiriyoruz bir bakalım…

 

Ülkemizde yapılan imtihanları düşünelim. Liselere geçiş, üniversiteye giriş, yüksek lisans, doktora, KPSS, TUS, DUS, vs. Peki ne sağlıyor bu imtihanlar kişilere? Daha iyi bir mevki, makam, iş… Kısacası kariyer planları yükseldikçe imtihanların ağırlıkları da yükseliyor. Mesela tıp fakültesini okurken girilen sınavların ağırlığı, fakülteyi kazanmak için girilen üniversite sınavının ağırlığından fazladır. Ayrıca fakülteden sonra uzman olmak için girilen TUS sınavının ağırlığı, fakülte sınavlarının ağırlığından fazladır. Belli bir dalda uzman olabilmek için zorun zorunu geçmek şart. Kısacası dünyalık bir mevkiye yükselebilmek için girilen imtihanlar mevkinin derecesine göre zorlaşıyor.

 

Gelelim asıl meselemize… Dünyalık bir mevkiye yükselebilmek için bu kadar zor sorularla dolu imtihanlardan geçen bizlerin ahirette iyi bir yere gelmemiz de dünyada verdiğimiz imtihanlara bağlıdır. Her insanın imtihanı kabiliyetine ve kaldırma gücüne göre değişebilir. Kaldırma gücü yüksek olan kişilerin imtihanları daha ağırdır. Peygamberleri düşünün mesela. Her birinin yaşadığı zorlu hayat hepimize örnektir.

 

Allahu Teala Kur’an-ı Kerim’de bizleri imtihan edeceğini açıkça söylemektedir. Kimimizi malıyla, kimimizi evladıyla, kimimizi eşiyle, kimimizi sağlığıyla… Bu imtihanlar gençlikten yaşlılığa kadar devam etmektedir. Önemli olan kişinin imtihanda olduğunun farkına varıp sorulan zor sorulara vereceği cevapların Hak rızasına ve peygamber sünnetine uygun olan cevaplar olması gerektiğini bilmesidir. Cevaplar sabır, şükür, tevekkül, tövbe, ahlak güzelliği, vs şeklinde olabilir. Şunu da hatırlatalım ki bazılarına da nimetlerin en güzeli verilmekte olup o kişilerin “şükür” imtihanını yerine getirip getirmediği ölçülmektedir.

 

Saliha Erdim bir programda şöyle demişti:

 

“Allah zirveyi nasip edeceklerine yokuş tırmandırır ve kabiliyeti olanları sınava sokar. Kulları nasıl daha iyi kulluk edecekler bunu görsün diye olaylarla, kişilerle, kendisinin hassas olduğu, dayanıksız olduğu noktalarda canını yakacak darbeler nasip eder.”

 

Şimdi herkes kendine sorsun: “Hayatımızdaki en zor soru nedir?”

 

Bu soruya verilen cevaplar herkese göre farklılık gösterir. Sağlık sorunları, asi evlat, maddi sıkıntılar, kimsesizlik, fazla malın verdiği sıkıntı, zor eş, parçalanmış aile, kötü arkadaş, kötü komşu, anne babayla anlaşamama, kimseden destek görememe, anlaşılamazlık, yanlış anlaşılırlık vs.

 

Şimdi de bu soruları şöyle bir formalize ederek cevaplamaya çalışalım:


- Sana ard arda verilen sağlık problemleriyle nasıl mücadele ediyorsun? Günahlarının dökülmesine vesile bilip yeterince tövbe ediyor musun?


- Sana karşı asi olan yavruna tutumun nasıldır? Ona örnek bir Müslüman anne/baba olarak yaklaşabiliyor musun?


- Anne babana karşı sesini yükseltmemen gerektiğinin farkında mısın? Onlara karşı olan görevlerini yapıyor musun? 


- Sana verilen fazla malla ilgili üst üste yaşadığın sıkıntının altında yatan sebep sence nedir?


- Aynı kulvarda yürüyemediğin eşine karşı kendi tutumunu değerlendirir misin?


- Vefat eden yakınının üzüntüsüyle ölüme ne kadar yakın olduğunu idrak edip kendini toparlamaya başladın mı?


- Emrin altında çalışanlarına karşı adil misin?


- Para kazanma hırsıyla çalıştığın işin sebebiyle ertelediğin çocuk dünyaya getirme durumu acaba senin elinde mi? İstediğin vakitte sahip olamayacağını hiç düşündün mü?


- Bozulan psikolojinle başkalarına verdiğin zararın farkına varıp kendini düzeltme yöntemlerine başvurdun mu?


- Sana verilen sağlık emanetine sahip çıkıyor musun?


- Zekanı kaç faydalı iş için kullandın?


- Susmayı hiç denedin mi?


- Gözüne sahip çıkabiliyor musun?

 

Bu soruları çoğaltabiliriz. Tabii verilecek cevaplar herkesin kendine bağlı... Ancak her soruda bizi doğruya götüren tek bir yol vardır. Allah hepimize işte o “doğru yol”da olmayı nasip etsin…


Foto: pixabay.com