7 Ağustos 2013 Çarşamba

Elveda Ramazan



Sana elveda demek gelmiyor içimizden ama bir kuş gibi uçup gidiyorsun elimizden, o manevî havanı ardında bırakarak... Ama yine de bir ümit var içimizde... Sana tekrar kavuşabilme ve hayatımızı Ramazanlaştırabilme ümidi...

Bir ay oldu seninle vakit geçireli. Kalbimize ve ruhumuza huzur doldurdun, bizi Yaradan'a yakınlaştırdın ve bize unuttuğumuz birçok şeyi hatırlattın. Ama şu anda bizi bırakıp giderken o kadar çok hüzün var ki içimizde, bayram sevinci bile bu hüznün önüne geçemiyor. Sen geldiğin günden beri rüzgâr bile bir farklı esiyordu sanki... 
Güneş dışımızı yaksa da, içimizi ısıtıyordu senin sevincinle... Bulutlar yağmurları yağdırırken, bir taraftan da meleklerle selamlaşıyorlardı adeta... Kuşlar bir başka tefekkür ediyorlardı Yaradan'ı o kutlu seher vakitlerinde... Sahur vakti sebebiyle o güzel varlıkların ötüşünü daha bir duyar olmuştuk. Çünkü sabah namazlarına her zaman kalkamayan biz günahkâr kullar, seher vaktinde seni zikreden kuşlardan habersizdik. Ama ey Ramazan!.. Sahur vakitlerimiz seher vakitleriyle şenlendi senin sayende...

Tefekkürü hatırlattın bize. Hayvanların bile Rabbine tefekkür edip O'na itaat ederken biz biçare kulların ne garip bir hâl içinde olduğumuzu hatırlattın. "Bir saatlik tefekkürün bir yıllık nafile ibadetten hayırlı" olduğunu söyleyen Allah'ın Sevgilisi'ni daha çok duyurdun kulaklarımıza. Gelmiş geçmiş bütün günahları bağışlandığı halde , şükreden bir kul olabilmek için namazlarında hüngür hüngür ağlayıp, kendine inen ayetlerdeki inceliği tefekkür eden canlar Canını hatırlattın bize. O ( s.a.v.)'nun sünnetine sımsıkı yapışmanın herşeyden daha hayırlı olduğunu hatırlattın. 

Güneş bir güzel doğdu seninle... İşrak vakitlerinde kılınan namazlardaki huşunun kuşluk vakitleriyle devam ettiğini hatırlattın. İftar vakitlerinde dua edilecek birçok mü'min dostlarımız olduğunu ve herbirinin yarasına merhem olacak duanın bir dostun kalbî dilinden çıkacağını hatırlattın. Ve bir mü'minin diğer mü'min kardeşinin derdi için ağlayabileceğini hatırlattın. Kendisine kötülük yapan birine dahi şefkat kanatlarının sonsuza kadar açılması gerektiğini hatırlattın. Çünkü şanlı Nebî (s.a.v.) şöyle diyordu: "Haklı bile olsa münakaşayı terkeden kişiye cennetin kenarında bir köşk verilecektir." Ancak bu hareketi cenneti kazanmak için değil de Rabbimizin rızasını kazanmak için yapmamız gerektiğini hatırlattın. 

Mukabeleler sayesinde yeryüzünün bir mescid haline geldiğini gösterdin bize. Kur'an okumanın verdiği manevi hazzın muhabbetullahta gizli olduğunu, muhabbetullaha ulaşmanın da ibadet-i taatdan geçtiğini hatırlattın. 

En makbul dua vakitlerinin bu ayda olduğunu ve edilen dualara Rabbimizin de icabet ettiğini hatırlattın. Aramızdaki sevgi, saygı ve muhabbetin arttığını ve kalplerimizin senin sayende daha da birbirimize bağlandığını hatırlattın. 

Teravih vakitlerinde kılınan namazın Rasulullah (s.a.v.)'ın sünneti olduğunu ve bu namazın insanda oluşturduğu huzuru hatırlattın. Tespih tespih çekilen tevhidlerin ve okunana esma-ı hüsnânın dillerde oluşturduğu lezzeti hatırlattın. Secde halinin Rabbe en yakın hâl olduğunu ve insana ayrı bir haz verdiğini hatırlattın. 

Acaba bu zamanda var mıdır? diye düşündüğümüz Hak dostu insanların da var olduğunu ve onların dilinden çıkan hikmetli sözlerin dinleyenin kalbindeki ihtiyaç kadar olduğunu hatırlattın. Arayanın gerçek bir gönül dostunu  bulabileceğini hatırlattın. Ayrıca arayanın Kadir Gecesi'ni de bulabileceğini ve onun hikmetinden faydalanabileceğini de hatırlattın. 

Otuz gün boyunca aksatmadan icra edilen sabah namazının verdiği huşunun insanın kalbine hikmet damlaları akıttığını hatırlattın. Gerçeği gören göz, Hakk'ı işiten kulak ve doğruları idrak eden bir kalbin insana ne kadar da çok yakıştığını hatırlattın. 

Şairin dediği gibi secdeye kapanan başlar hürmetine, Allah aşkıyla sızlayan kalpler hürmetine, gecelerde dökülen yaşlar hürmetine affedilebilme ümidimiz olduğunu hatırlattın.

Ve ey Ramazan! Başının rahmet, ortanın mağfiret, sonunun da cehennemden kurtuluş olduğunu ve bunlara ulaşabilmenin yolunun da Hakk'ın rızasını kazanmaktan geçtiğini hatırlattın. Hayatımızı şöyle bir gözümüzün önünden geçirirken, başımıza gelen her bir işte bir hayr olduğunu hatırlattın. 

Ve şimdi "elveda" deyip giderken bize tüm ayları Ramazanlaştırabilirsek eğer seni hakkıyla eda etmiş olduğumuzu hatırlattın.

Rabbim seni tekrar karşılayabilen, hayatını Ramazanlaştırabilmiş ve cehennemden azad olabilmiş adanmış kullar olmamızı nasip eder inşallah.