Anneannemle dedemin altıncı yani en küçük çocuğu Mustafa dayım… Küçük olmasına rağmen şımarık olmayan dayım… Kur’an hafızı dayım… Hoca dedemin hoca oğlu… Babasının gurur kaynağı… Babamdan sonra gördüğüm ilk imam hatipli… Kitabı, kalemi, defteri eksik olmayan bir talebe… Sakinliği ve naifliğinin yanında Hakk’a karşı olanlara olan asabiyetini gösteren bir Hak aşığı… Ve yengemin annesinin duası olan dayım…
Bir Kur’an merasiminde Kur’an-ı Kerim tilavet ederken yengemin annesi “Allahım benim kızıma da böyle güzel Kur’an okuyan birini nasip et” diye dua etmiş içinden. Ve bir annenin kızı için yaptığı dua yıllar sonra kabul olmuş. Rab duymuş, sebepleri buluşturmuş, olmazları oldurmuş ve yengemle dayımı bir araya getirmiş. Akrabalar arasında eşine sevgiyle bağlı olan sadece yengemi gördüm ben. Herkes eşini sever ama bunu hissettirmek başka bir şey… Havva yengem bunu öyle güzel hissettirir ki… “O sevilmeyi hak ediyor” der. İnsanlar genellikle dışarıya karşı iyi olur, evde gerçek yüzlerini ortaya koyarlar. Ama bir insan kendi eşi için böyle güzel bir söz sarfediyorsa o eş gerçekten iyi bir insandır benim kanaatime göre.
Küçüklüğünde hafızlık yapmak için İstanbul’a gelmiş ve bununla birlikte imam hatip lisesini de başarıyla tamamlamış dayım. İmam hatipli olmanın gururunu onunla hissetmiştim ben. Çünkü imam hatipli olmak hal ve hareketten, tavır ve davranışlardan belli olmalıydı. İslamın güzelliği yansımalıydı kişiye. Bunlar da dayımda fazlasıyla vardı. Hafızlığını bitirdikten sonra camilerde Kuran okurken dedem kendisini göstermesini ve bir yerlere gelmesini isterdi. Ama onu birilerinin görmesine gerek yoktu ki… Allah gördü onu… Ve birilerini sebep kılarak bir yerlere getirdi. Onun sessizliği başkasının sesi oldu. O sustu başkası konuştu. Ama sonrasında o konuştu diğerleri sustu… Çünkü artık herkes onu dinlemek için gelmişti…
Suşehri’ne gittiğimizde Esra ablamla bana cüz okutur, güzel sesiyle ilahiler söyler, bahçeye salıncak kurup bizi havalara uçurur, avluda bizimle voleybol oynar, çocuklarla da futbol maçı yapardı. Futbol ve yüzme hayatının vazgeçilmezleri arasındaydı. Dayım sanki bizim küçük abimizdi. Hatırlıyorum da ilk çocuğu Merve dünyaya geldiği zaman “dayım artık eskisi gibi bizimle ilgilenemez” diye düşünmüştüm. Kendi çekirdek ailesi de genişlemeye giderken, cemaatinin, okuttuğu öğrencilerin en önemlisi de ümmetin sorumluluğu üzerindeyken geride kalan geniş aileye zaman ayırmanın eskisi gibi olmayacağının da farkındaydım. Ama yine de onunla geçirdiğimiz güzel günleri her zaman özlemle hatırlarım.
Rabbim dayımın bastığı toprağı nur eylesin… Rızası doğrultusunda bir yaşam nasip eylesin ve bizleri cennette buluştursun inşallah…
Fethiye
8 yorum:
Fetiyecim çok anlamlı bir yazı olmuş, aynı zamanda da güzel bir tevafuk. Çünkü dün dayının doğum günüydü bu güzel yazı onun hediyesi olmuş oldu. Şu an dayın evde değil biz Saliha ve Hayrunnisayla birlikte okuduk yazını okumaya doyamadık biraz daha devam etseydi dedik. Benim dayına olan sevgimi dile getirmen özellikle çok hoşuma gitti . Sevmek herzaman yeterli olmuyor onu gösterebilmek çok daha önemli. Rabbim sevmeyi hakedenleri çıkarsın karşımıza bizim de yavrulsrımızın da...
Güzel tevafuk olmuş o zaman Havva yenge:) çok uzatıp sıkmak istemedim, tadında olsun😌 Allah mutluluğunuzu daim etsin:)
Fethiye cim yine yazmışsın yine güzel cümlelerle anlatmışsın kardeşimi. Çocukluğumuzu beraber yaşadık onunla. Hep el ele dolaşırdık akrabalara giderdik ikimiz. Annem bize güzel hırkalar örerdi komşular akrabalar şöyle derdi Pembe yine bunları güzel güzel giydirmiş. Çocukluk anılarım. Sonra kardeşim gurbete gitti benim için sanki yarım gitti.iyikide gitti şu anki konumunu o gurbete borçlu. Ona çok yakışan bir meslği var. Hepimiz onun sohbetini okumalarını ilahilerini çok seviyoruz.En son annemin selasını okuduğunda içime işledi. Allah ondan razı olsun. Eşi ve çocukları hep sevsin onu hep mutlu olsunlar🥰
Senin için zor olmuş gerçekten Rukiye teyze. Güzel günler özleniyor gerçekten. Hep öyle devam edecek sanılıyor ama olmuyor. Senin Mustafa dayıma olan ayrı bir sevgin var.. demek küçükken öyle dolaşıyordunuz. Hiç duymamıştım bunları…
Fetiyeciğim yine döktürmüşsün yazını yüreğine sağlık nasılda unutmamışsın suşehrinde yaşadıklarınızı evet Mustafa dayın mesleğine uygun yaratılışı var Allah hayırlı sağlıklı ömür versin ailesile hep beraber onu çok seviyoruz Rukiye sèninde anıların çoktur suşehrinde beraber büyüdünüz Mustafayla şimdi daha çok hatırlarsın hepinizi çok seviyorum hayırlı geceler❤❤🌹🌹🌹🌹
Fetiyecim yine güzel bir yazı olmuş, Mustafa dayımla çocukluğumuza dair anılarım canlandı gözümde Şuşehrinde birlikte avluda top oynadığımız oyunlar, bize kuran okutması. Düğün zamanı biz biraz erken gitmişiz Suşehrine, bohça alışverişine bende gitmiştim. İmam nikanı kıyılırkende gözümün önüne geldi. Hey gidi günler 🥹
Mustafa dayım benim için müslüman bir erkeğin olması gerektiği gibi olan en güzel örneklerinden.. sakinliği naifliği çocuklarına ve eşine olan düşkünlüğü maşallah barekallah. Rabbim birliklerini daim eylesin 💖Biz dayımızı seviyoruz, Rabbim hayırlı ömürler versin, ilmiyle daha nice güzel nesiller yetiştirsin inşallah
Evet kızım yine yaşadıklarını ,gördüklerini ve düşüncelerini kaleme dökmüşsün .Güzel bir anlatım olmuş .Gerek dayında gerekse yaşamıyla güzel örneklerden hepimiz ders alalım ve hayatımıza ve ailelerimizde de yaşatalım inşaallah .Mustafa bizim küçük kardeşimiz ve oğlumuz gibi bu yazıyı okurken onun İstanbul’a ilk gelişini ve Üsküdar’daki Ahmediye yatılı Kuran kursunda onu ziyaret edişimizi hatırladım küçük bir çocuk yatılı bir yerde kalması kolay olmasa gerek .İşte hu günlere kolay gelinmiyor .Bu zorlukler insanı kamçılıyor başarılı insanların böyle zor hayat hikayeleri var .işte Mustafa dayında kolaylıkla bu ilmi ve başarıyı elde etmedi ❤️Rabbim onu ilmiyle amil olanlardan eylesin .🤲Bundan sonraki hayatındada ailesiyle birlikte sağlıklı ,mutlu ,huzurlu ve sevgi dolu bir hayat nasib etsin .❤️🥰🥰
Fethiye,cim yine güzel bir yazı olmuş yüreğine eline sağlık.Mustafa dayınıda güzel cümlelerle özetlemişsin.Benim Mustafa dayınla çocukluğumuza dayir pek anım yok diyebilirim yada hatırlamıyorum en çok rukiyenin vardır.mustafayla çektirdikleri bir fotoğraf gözümün önüne geliyor.Annemin ördüğü hırkaları giymişler iki kardeş onu hatırlıyorum. Hatta annem derdiki mustafayı babama benzetiyorum yani aslan dedeme onun gibi sessiz sakin sonra İstanbula gelişi okul hayatı çektiği zorluklar onun kişiliğine yakışan bir mesleği var .vede onu çok seven eşi ve ailesi var.Bizde onu çok seviyoruz bundan sonraki hayatlarında hep mutlu olsunlar 🥰🥰🥰🌷
Yorum Gönder