5 Mart 2024 Salı

Öfkemizi Nasıl Terbiye Ederiz?




Ramazan ayı kendini göstermeye başlarken kendimizle ilgili yapmamız gereken hazırlıklardan biri de öfke kontrolüdür. Olması gereken yerde değil de olmaması gereken yerde sıklıkla kullandığımız öfke duygusuyla başa çıkabilmek kolay değil maalesef. Bunu başarabilmek için öncelikle bu duyguyu kabul etmeli ve kurtulmanın yollarını aramalıyız.


Peygamber Efendimiz (sav)’e bir sahabe gelerek:

“Bana az ve öz bir ameli emret.” diye ricada bulunmuş. Peygamberimiz (sav) de "Öfkelenme!.."

buyurmuştur.

(1)


Hz. Ömer (r.a), adaletinin yanında celali ile de meşhurdur. İslamiyeti kabul etmeden önce Müslüman olanlara yorulana kadar işkence yaptığını, dinlendikten sonra ise kaldığı yerden devam ettiğini söyler. Ancak İslamiyet onu öyle bir değiştirip dönüştürmüştü ki öfkesini bile terbiye eder hale getirmişti(2). 


Bu duruma gelebilmek kolay değildi muhakkak. Hudeybiye antlaşmasının maddelerini kabul ettiği için öfkesine yenilip Hz. Peygamber (sav)’e çıkışınca aklı başına  gelmişti Hz. Ömer’in. Hakkında helak olacağına dair ayet inecek diye tir tir titremişti. Bu titreyiş belki de öfkesini terbiye etmede bir adım olmuştu. 


Şu anda bizim hakkımızda ayetler gelmeyecek belki ama hali hazırda bulunan ayetler bizi titretmeli ve kendimize getirmeli… Öfkeden ve öfkenin sebep olduğu kalp kırmaktan, hakaret etmekten, şiddetten ve buna benzer kötü huylardan Allah’a sığınmalıyız. 


Bunun için Peygamberimiz (sav)’in tavsiyeleri var. Nureddin Yıldız hoca bu tavsiyeleri içine alan ders niteliğinde çok güzel bir sohbet hazırlamış. “Öfke Kontrolü İçin Ne Yapılmalıdır?” başlıklı sohbetinden aldığım notlarda öfkelendiğimizde ne yapmamız gerektiğinden şu şekilde bahsediyor:


  • Eûzu besmele çekerek şeytandan Allah’a sığınmak.
  • “La havle ve la kuvvete illa billah” demek. Eşin, çocuğun, komşun bunalttıysa 20-30 defa söyleyebilirsin bu zikri. Eûzu besmeleyle birlikte bu iki kelime silahtır.
  • Pozisyon değişikliği yapmak. Ayaktaysa oturmak, oturuyorsa yatmak, oda değiştirmek, evde kavga varsa dışarı çıkmak. Gerekiyorsa ev değiştirmek, mahalle değiştirmek, okul değiştirmek, arkadaş değiştirmek, şehir değiştirmek, olmuyorsa hicret etmek.
  • Abdest almak
  • Dile hakim olmak, susmak.
  • Olaylara maddi ve manevi açıdan bakabilmek. Babasıyla kavga eden biri bu durumun manevi boyutunu yani günah olduğunu düşünmeli. Bunu yapamasa da “bu durumdan elime ne geçecek? demelidir. (3)


Ayrıca;

  • Allah’ın “Ya Halîm” ismini ve Al-i İmran 134. ayeti zikredebiliriz.


Fatma Bayram Hoca, “99 Esma Sonsuz Mana” isimli kitabında Allah’ın Halîm isminden şu şekilde bahsediyor:


“Bilgimiz azaldıkça her şeyi bildiğimizi sanmaktan doğan sahte özgüvenlerin, atıp tutmaların, firavunca, nemrutça tavırlarla gücü yettiğine zalimce hükmetmenin çağında Halîm isminin içerdiği sekinete, sabra, ileri görüşlülüğe ve insana saygıya ne çok ihtiyacımız var. Halîm ismi insana verilen değerin, onun kendini düzelteceğine, ıslah-ı hâl edeceğine duyulan güvenin en çok öne çıktığı ilahi isimlerden biri. Çünkü Halîm ‘sabırlı ve temkinli olan, acele ve kızgınlıkla muamele etmeyip ileride meydana gelecek gelişmelere fırsat tanıyan’demektir.”


Öfke anında ne yapılması gerektiğiyle ilgili psikolog Tuba Kılıç da şu tavsiyelerde bulunuyor:

  • Durmak
  • Derin nefes almak
  • Düşünmek
  • Aklı başında davranmak. 
  • Susmak. Unutmayın, öfkenize hakim olamayıp o kişiye cevap verdiniz diye hiç kimse sizi parmakla göstermeyecek.

Bunlarla birlikte şunları da yapmak gerekir:
  • İç sesleri de susturmak. 
  • Kendine odaklanmak


Bu tavsiyeleri yapabilmek öfke anında kolay olmayabilir. Ancak istemek, dua etmek ve adım atmak önemlidir. O zaman Allah ve Rasulü’nün sevdiği insanlardan oluruz. Nitekim Rabbimiz ayetinde bize şöyle buyuruyor:


“O takvâ sahipleri ki, bollukta da darlıkta da Allah için harcarlar; öfkelerini yutarlar ve insanları affederler. Allah da güzel davranışta bulunanları sever.” (Al-i İmran 134)


(1) Buhârî, Ebû Abdillah Muhammed b. İsmail b. İbrahim, Sahîhu’l-Buhârî, Edeb, 76; Tirmizî, Birr, 73; Ahmed b. Hanbel, Müsned, İstanbul, 1992, Çağrı Yay., c. II, s. 175; c. V, s. 34, 370.

https://sorularlaislamiyet.com 

(2)Muhammed Emin Yıldırım hocanın ifadesi

Foto: https//:istockphoto.com

Nureddin Yıldız hocanın sohbeti: https://youtu.be/hkVMXzmQ2yc?si=8aZ5Kv8tlcNr8eNU

1 yorum:

Mekke571 dedi ki...

Dua edelim birbirimize bunun için inş. Allah razı olsun Fethiyem.