22 Kasım 2011 Salı

Çalışan Anne Olmak

Çalışmak için kızımdan ayrılalı yaklaşık üç buçuk sene geçti ve ben bu üç buçuk sene içinde her gün içimde bir sızı hissediyorum ayılırken. Geçen gün yine duygusal anıma denk geldi ve şu satırlar döküldü kağıda:
"Çalışan anne olmak ince bir sızıyla başlar. Her geçen gün daha da artan bir sızıdır. Yavrusunun ruhundaki fırtınaları dindirememektir. Onun sorularına cevap verememektir. Ardınızdan akıtılan göz yaşlarını  dindirememektir. “Ben seninleyken çok mutluyum, lütfen gitme” cümlesi karşısında ezilip bükülmektir. Sonra göz yaşlarına boğulmaktır çaresizlik içinde.. O uyuduktan sonra hıçkırıklarla ağlamaktır.. Ne yapacağını bilememektir.. Yaradan’a sığınmaktır bir yol göstermesi için..
Çalışan anne olmak mecburen yapmaktır bazı şeyleri.. Yavrusunun en çok ihtiyacı olan anne sevgisini başkasından almasını , oyun ihtiyacını da kreşten karşılamasını sağlamaktır. Sabahın nurunda onunla yollara dökülmektir yaz - kış demeden. Yarı uykulu gözlerle onu kreşe bırakmaktır..ya da bir bakıcıya..ya da büyük anneye.. Uyurken bırakılan minik yavrunun gözlerini ilk açtığında sizi görememesidir. İhtiyacı olduğu zamandaki sevgiyi verememektir. İstediği zaman yanında olamamaktır. Sütünü doya doya verememektir. Sütle birlikte sevgi emen yavruyu ondan mahrum bırakmaktır. Ve birçok şeyden mahrum bırakmaktırL
Annelik sevgidir..Şefkattir.. Fedakarlıktır.. Kalbinin, ruhunun, gönlünün, aklının her an yavrusuyla olmasıdır.. Yavrusunun canı yandığında en çok canı yanandır anne. Gözü hep ardında kalmaktır annelik.. Mis gibi aile kokan evde yavrusuyla huzur bulandır anne.. Miniğinin ilk cümlelerine hayretle bakmaktır annelik.. Söylediği her şeyi sabırla dinlemektir.. Onunla doya doya konuşmaktır.. Ona sarılıp uyumaktır.. Kısacası annelik çok şeydir bir evlat için.. Ama en acısı da sabah işe gitmek için evden ayrılırken hissedilen sızının hep devam etmesidir.. Ve her gün hayatı sorgulamaktır “Ne zamana kadar?” diye.."

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Fethiyeciğim, bu denli duygusal bir çocuğa sahipken ve duygularını net ve açık bir dille dile getirirken Gülsima, "ne zamana kadar?" sorusu boş değil...
neden devam???
ben de 2,5 yılı birlikte geçirip sonrasında başladım işe. 2,5 yıl içerisinde yaşadıklarımla işe başladığım 3ay daha farklı geçiyor elhm... eğer anlattığımda beni desteklemdiği, anlamadığı, ağladığı bir günü olsa; herhalde yapamam, devam edemem, herşeyi bir çırpıda silerim yada şimdi öyle geliyor. belirli bir statüye gelince hem ağlarım hem giderim yolunu seçiyoruz aslında... ama neden? ne zamana kadar? nereye kadar?
aç mıyız?açıkta mıyız?zorda mıyız?
hep bahanelerimiz, boşuna mı okuduk zırvalarımız...okumak sadece vizyon veriyor, başka da hiçbirşey.

şöyle diyeyim: çok fazla boşluğa düşerim korkusu yaşıyoruz bunun için belki tüm gün değil, part time çalışmalıyız yada kafa kafaya verip birlikte ne yapabileceğimizi düşünelim fethiyecim. cidden düşünelim bunu...sonraki toplantı konumuz bu olsun inş.

hayır için "çalışan anneler" olalım inş.

madvim dedi ki...

Gözlerim doldu okurken. Bende hergün aynı şeyi yaşıyorum. Ne zaman kadar bende merak ediyorum doğrusu.

Şu yazımda sizlerle duygularınızı paylaşıyorum.
http://www.biruya.com/makaleler/320-rahmetine-sndm.html