Bir zamanlar kedilere isim olarak verdiğimiz “minnoş” kelimesi yeni nesil arasında aldı başını gidiyor. Oktay Kaynarca’nın sunduğu bir yarışma programında yarışmacı bayan kendisine, “Sizin filmlerinizi izlemedim ama çok minnoşsunuz” dediğinde programı izlemekten utandım doğrusu. Adam ne diyeceğini bilemeden toparlamaya çalıştı. Yine başka bir yarışma programında, yarışmacı bayan ekrandaki görselde bulması gereken nesneleri bulamayınca, “öküz gibi orada duruyormuş, görmedim” demişti. Mikrofonun açık olduğunu mu farketmedi, kendini evinde mi zannetti yada önemsemedi mi bilemiyorum.
İnsanlar üsluplarını fütursuzca kullanınca olmadık bir zamanda dile dökülüyor o fütursuzluk. Bir bayana böyle nahoş sözler hiç yakışmıyor. Erkeğe de yakışmıyor ama maalesef toplumda erkeğin kaba konuşması, sövüp sayması daha normal karşılanıyor. Halbuki bizim kültürümüzde nezaket vardır, kibarlık vardır, düşünerek konuşmak, muhatabını bozmamak vardır. Ancak toplum öyle bir hal aldı ki, argo konuşmalar sevilir hale geldi. Ağzının payını vermemek aptallıkla, yapılan kötülüğün altında kalmak saflıkla, sükûnet ve sabır tavsiye etmek ise çok bilmişlikle boy ölçüşür oldu.
Eski Türk filmlerine baktığımızda bir kızın iyi niyetli ve merhametli olması erkeğin ona aşık olmasına yetiyordu. Ama bu zamanda böyle kızlara “ana kuzusu” gözüyle bakılıyor, “hanımefendi” olmak garipseniyor. Durum böyle olunca anne, babayla küsen evlatlar, babaanneye dedeye torununu göstermeyen gelin-damatlar, miras yüzünden birbirine düşman olan kardeşler türüyor, evlilikler çıkmaza giriyor, ağzına geleni her ortamda söyleyen bir nesil oluşuyor. Üslup bozuluyor, dil bozuluyor, ahlak bozuluyor.
Sadettin Ökten bir programda, “Kaba insanlarla ülfet etmeyeceksiniz. Başta iyi geliyor maceracıdır ama sonra bitiyor. Hayat yumuşaklık, zarafet, dikkat ve rikkat üzere kurulu. Güzel insanlarla temas edeceksiniz. Bulamıyorsanız kitaplarına bakacaksınız.”demişti.
O insanları bulmak için de aramak gerek…Çünkü kiminle temas halinde olursak ona benzeriz. Burada yazdığım bir önceki yazımda aramızda gerçek ensarların var olduğunu yazmıştım. Belki de onlar çok yakınımızdadır. Rabbim hepimizin karşısına dili güzel, üslûbu güzel, ahlakı güzel, huyu-suyu güzel, imanı kâmil olan insanlar çıkarsın inşallah…