1446 sene önce bugün Mekke’den Medine’ye hicret etmişti Müslümanlar. İslamı daha iyi yaşayabilmek için… Peygamber Efendimiz (sav), tüm insanlığa gönderilmiş bir peygamberdi ve o dini yaşamak için çok çileler çekti. O’na inananlarla birlikte çok acılara katlandı. Canlarını kaybettiler, mallarını kaybettiler, evlatlarını kaybettiler islamı yaşama uğruna. Çünkü kötüler boş durmuyordu. Müslümanlar üzerinde her an, her dakika hain planlarını gerçekleştiriyorlardı. İşkenceye mi maruz kalmadılar? Kızgın taşlara mı yatırılmadılar? Kaynar sularda mı yakılmadılar? Aç bırakılıp yaprak yiyecek duruma mı getirilmediler?
Bu acıları sadece Efendimiz (sav)’e inananlar yaşamadı. Acının en ağırını bizzat kendisi, ailesi ve yakınları da yaşadı. İslamın ilk şehidi kendi evinden çıktı. Haticesinin oğlu Haris b. Ebû Hâle... Yollarına dökülen dikenlere, kafasına geçirilen deve işkembesine, üç sene boyunca açlığa, Taif’te taşlanmaya maruz kalan bizzat kendisi oldu.
İslamı anlatmak için “belki bir umut olur” diye gittiği Taif’teki akrabaları tarafından nahoş bir şekilde karşılandı. Hâşâ “Allah senden başka peygamber yapacak kimseyi bulamadı mı?” demişlerdi o güzeller güzeline. Nasıl üzülmüştü, nasıl mahçup olmuştu, nasıl da taşlanmıştı.
Ve sonrasında Medine’ye hicret etti. Önce Müslümanlar, sonrasında kendisi… Hicret yolu meşakkatliydi. Ölüm peşlerindeydi. Yavrusu Zeynep validemizin hicret etmesine engel olanlar onu devesinden düşürerek karnındaki bebeğinin ölümüne sebep olmuşlardı. Ümmü Seleme validemiz hicret ederken onu da yavrusundan ayırmışlardı. Bunun gibi nice üzücü sahneler yaşandı. Yakalanıp öldürülenler, işkenceye devam edilenler, Medine’ye gidemeyenler, malına, mülküne el konulanlar oldu.
Allah Rasûlü (sav)’in hicreti de nice meşakkatten sonra gerçekleşti. Mekke’den Medine’ye giden o yol yeni bir medeniyetin başlangıcını oluşturacaktı. İşte o gün, 1446 sene önce bugündü…
Medine, islamla medenîleşti, yeni bir devlet kuruldu. İslam daha iyi yaşanmaya, ülkelere, kıtalara yayılmaya başladı.
Peki bugün bize neyi hatırlatmalı? İslam için çekilen çileleri, acıları hatırlayıp kendimizi sorgulamalıyız. Dinlerini yaşama uğruna vatanlarını terkeden, evlatlarını kaybeden, canlarından olan insanları hatırlamalıyız.
Bugün bize islamı yaşamamıza engel olan bir el dokunmadığı halde, biz nefsimize hoş gelen şeylerden vazgeçemiyorsak, Kur’an’ın ayetlerini yaşayamıyorsak o günleri tekrar hatırlayalım. Güzeller güzelinin hayatını tekrar okuyalım, dinleyelim. Bugün, hicri yılın ilk günü bizim de nefsimize karşı hicretimiz olsun inşallah…
Foto: idrakpost.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder